Gercüş’te çok da lüks olmayan bir “konuta” 400 TL kira ödüyorum.Ki Gercüş’te lüks konut yok zaten.
Kapıcıya, ısınmaya, elektrik ve suya 250 ödemişim.
Bir aracım yok neyse ki!Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim şimdi.
Benim telefonumu Milli Eğitim ödemiyor, 50 TL ödemişim. (Hatta artık okulların telefonunu da ödemeyeceklermiş)...
Seyahat edebileceğim bir zamanım yok ama her gün köye gittiğim için aylık 135 TL servise ödemişim.
Düğünlere katılmama gibi bir karar almadığım için düğünlere hediye götürüyorum. Neyse ki “Koca öğretmen çeyrek getirmiş” demiyorlar çünkü KOCA olmadığımı biliyorlar.
Benim de hergün takım elbise giymem gerek ve o takımları Çankaya’da değil Gökçepınar’da giyip, o halde kalorifer yaktığım için yıkatmam değil sık sık değiştirmem gerekiyor.
E tabi insanız aç kalamıyoruz mutfak masrafımız da var. Her ay mutfak masrafı 300 TL ödüyorum.
Okul için de cebimizden fazlasıyla para ödüyoruz…
Sayın vekillerim sizin hesabınız varsa benim de var. Öğretmenin, işçinin, polisin,hizmetlinin hemşirenin herkesin hesabı var. Sabahtan akşama kadar siftah dahi yapamayan esnafın da hesabı var.
AK Parti Grup Başkan Vekili demiş ki “Öğretmenler 1800 TL alıyormuş. Ne iş yapıyorlar? Daha ne verelim? Git git gel. Beğenmeyen başka iş yapsın”. Kusura bakmayın vekilim eğer siz de milletvekili maaşını beğenmiyorsanız zam yapmak yerine başka iş yapın. Çünkü en azından öğretmenler okula git git gel yapıyor. Siz meclise dahi uğramıyorsunuz..
Sayın Arınç, (sayın dediğime bakmayın) Ömer Dinçer öğretmenlere şahsiyet kazandırmaya çalışıyor demiş. Keşke Ömer Dinçer Meclis Başkanı olsaydı..
Ve sayın bakan, ben atandım ama atanamasaydım kendime başka iş bulup Milletvekili olacaktım.
optALİdon
13 Şubat 2012 Pazartesi
Tezekten terazinin...
Güzel ülkemde artık beni hiçbir şey şaşırtmaz dediğim her günün sabahında ‘yok artık’ diyerek uyanıyorum.
-Bir bakıyorum Deniz Feneri davasının sanıkları bir gecede salınıveriyor, bir de bakıyorum Hizbullahçılar kanun değiştirilerek güle oynaya dışarı çıkarılıyor.
-Bir yandan Dersim olaylarında Ulu Öndere bok atmak için özür dileniyor, öbür yandan Uludere’de kaçakçılar terörist zannederek öldürülüyor ama özür ağır olur deniyor.
-Öldürülen sivillerden masum diye bahsediliyor, öldürülmesi sorgulanıyor, öbür yandan her gün vatan evlatları toprağa düşüyor, asker olduğu için daha bir normal karşılanıyor. Ama o da ölmeyi hak ediyor canım, pintilik etmeyip verseydi devlete 3-5 kuruş, gitmeseydi askere, enayi!!
- “Parası olan askerlikten kurtulacak, parası olmayan askere gidecek, benim vatandaşım bu işe sıcak bakmıyor, ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına girmem, referandum yaparım.” diyen Başbakan bir de bakıyorsun “Bedelli askerlik benim için önemli ve acil bir konu.” deyiveriyor.
- Bir yandan caninin biri binlerce insanın ölümünden sorumlu olup terör örgütü kurmaktan yargılanıyor. Öbür yandan o caniyle mücadele eden eski genelkurmay başkanı da aynı suçtan yargılanıyor.
-Dağdan inenler davul zurnayla karşılanıyor, parasız eğitim isteyenler 14 ay yatıyor. ,
-Cumhuriyet bayramı törenleri iptal ediliyor ama padişahlar anılmaya devam ediliyor.
-Atanmayan öğretmenler başka iş bulsun deniyor, mollalar devlette kadrolu imam yapılıyor.
-Ülkenin anayasasında laiklik yer alıyor, her kurumun irticayla mücadele etmesi gerekiyor ama birileri irticayla mücadele etmek istediği için alaşağı ediliyor.
-Birileri Türk Kürt binlerce masumu öldürenleri alkışlayıp, 35 kişi bombalarla öldürülünce bağırıp çağırmaya başlıyor. Ölenlerin kanından bile medet umuyor.
-İhracat verileri açıklanırken “Cumhuriyet’in ilk zamanlarında bir yılda yapılan ihracat şimdi bir saatte yapılıyor” deniyor ve mesaj alttan alttan veriliyor halka.. “Biz Atatürk döneminden daha başarılıyız…” E bizim halkımız da sevmez yorumlamayı, eleştirel bakmayı. O zamanki durum ne, sanayi sayısı ne, insan sayısı ne demeden alıyor istenen mesajı.
-Adalet sadece partisinin adında Adalet olanlar için işliyor.
-Türkiye laik, demokratik bir hukuk devletidir diyenler kendi dediklerine inanmıyorlar artık. -Atatürk keşke yaşasaydı falan demeyin sakın, onu da Silivri’ye gönderirlerdi bunlar.. Türköne’yi de soruşturma komisyonunun başına getirirlerdi. Sonuç olarak "Tezekten terazinin boktan olur dirhemi" diye boşuna dememişler..
optALİdon
-Bir bakıyorum Deniz Feneri davasının sanıkları bir gecede salınıveriyor, bir de bakıyorum Hizbullahçılar kanun değiştirilerek güle oynaya dışarı çıkarılıyor.
-Bir yandan Dersim olaylarında Ulu Öndere bok atmak için özür dileniyor, öbür yandan Uludere’de kaçakçılar terörist zannederek öldürülüyor ama özür ağır olur deniyor.
-Öldürülen sivillerden masum diye bahsediliyor, öldürülmesi sorgulanıyor, öbür yandan her gün vatan evlatları toprağa düşüyor, asker olduğu için daha bir normal karşılanıyor. Ama o da ölmeyi hak ediyor canım, pintilik etmeyip verseydi devlete 3-5 kuruş, gitmeseydi askere, enayi!!
- “Parası olan askerlikten kurtulacak, parası olmayan askere gidecek, benim vatandaşım bu işe sıcak bakmıyor, ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına girmem, referandum yaparım.” diyen Başbakan bir de bakıyorsun “Bedelli askerlik benim için önemli ve acil bir konu.” deyiveriyor.
- Bir yandan caninin biri binlerce insanın ölümünden sorumlu olup terör örgütü kurmaktan yargılanıyor. Öbür yandan o caniyle mücadele eden eski genelkurmay başkanı da aynı suçtan yargılanıyor.
-Dağdan inenler davul zurnayla karşılanıyor, parasız eğitim isteyenler 14 ay yatıyor. ,
-Cumhuriyet bayramı törenleri iptal ediliyor ama padişahlar anılmaya devam ediliyor.
-Atanmayan öğretmenler başka iş bulsun deniyor, mollalar devlette kadrolu imam yapılıyor.
-Ülkenin anayasasında laiklik yer alıyor, her kurumun irticayla mücadele etmesi gerekiyor ama birileri irticayla mücadele etmek istediği için alaşağı ediliyor.
-Birileri Türk Kürt binlerce masumu öldürenleri alkışlayıp, 35 kişi bombalarla öldürülünce bağırıp çağırmaya başlıyor. Ölenlerin kanından bile medet umuyor.
-İhracat verileri açıklanırken “Cumhuriyet’in ilk zamanlarında bir yılda yapılan ihracat şimdi bir saatte yapılıyor” deniyor ve mesaj alttan alttan veriliyor halka.. “Biz Atatürk döneminden daha başarılıyız…” E bizim halkımız da sevmez yorumlamayı, eleştirel bakmayı. O zamanki durum ne, sanayi sayısı ne, insan sayısı ne demeden alıyor istenen mesajı.
-Adalet sadece partisinin adında Adalet olanlar için işliyor.
-Türkiye laik, demokratik bir hukuk devletidir diyenler kendi dediklerine inanmıyorlar artık. -Atatürk keşke yaşasaydı falan demeyin sakın, onu da Silivri’ye gönderirlerdi bunlar.. Türköne’yi de soruşturma komisyonunun başına getirirlerdi. Sonuç olarak "Tezekten terazinin boktan olur dirhemi" diye boşuna dememişler..
optALİdon
Öğretmenler Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır
"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden,eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir. Ona basit bir kütle denir, millet denmez."
Atatürk’ün öğretmenlere verdiği değeri belki de kimse vermedi bu ülkede. Eskiden saygı duyulan bir meslekti öğretmenlik. Bu değeri “yitirmesinin” pek çok sebebi var.Öğretmenlerin de çok kabahati var bunda ama en büyük sebep “Boynuzun kulağıgeçmesi”. Öğretmen eskiden bilgi veren kişiydi, herkes ondan bilgi isterdi. Ama şimdi devir nankörlük devri. İnsanlar kendilerine öğretmenlerinin kazandırdığı düşünme yetisiyle konuşmaya başlıyor ve “Öğretmenler yatarak para kazanıyor, 3 ay tatil yapıyor” diyebiliyor. İşin daha da kötüsü ve hatta belki de trajikomik tarafı bunu sıradan bir vatandaş değil Milli Eğitim’in başına getirilen bakan da söylüyor. Eskisi öğretmenin aldığı maaştan habersiz doğudaki öğretmen fazla maaş alıyor diyor yeni gelen tatil süresinden habersiz öğretmenler 3 aytatil yapıyor diyor.
Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
Atatürk’ün bu sözü öğretmenlerin bir toplum için değerini ortaya koyuyor ancak; bugün yeni neslin öğretmenlere olan düşmanlığını görünce bir de özeleştiri yapmak lazım. Sonuçta bu nesli yetiştirenler de öğretmenler. Tıpkı öğretmenleri yetiştirenlerin bugün onları beğenmeyen baştakiler olması gibi. Maalesef birçok öğretmen de mesleği gereğince icra etmiyor. Fakat öğretmenler yatarak para kazanıyor diyenlerin de yatarak para kazananlar olması insanı fazlasıyla şaşırtıyor.Sonuç olarak öğretmenler de,onları yetiştirenler de onların yetiştirdikleri de hatalı bu durumda. Lafın özü öğretmen kendini geliştirmeli, teknolojiyi, çağın gereklerini takip etmeli. Kimsenin zaten çalışmaktan, eğitim almaktan kaçtığı yok. Ama öğretmen olanın zoruna giden;Atatürk’ün yukarıdaki sözünde milleti kurtaranlar dediği öğretmenlerin bugün milletin sırtındaki kambur olarak görülmesi.
"Okullarda öğretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, ülke çocuğunun, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve her halde zenginlik sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan toplumunun en öz verili ve saygı değer unsurlarıdır."
optALİdon
Atatürk’ün öğretmenlere verdiği değeri belki de kimse vermedi bu ülkede. Eskiden saygı duyulan bir meslekti öğretmenlik. Bu değeri “yitirmesinin” pek çok sebebi var.Öğretmenlerin de çok kabahati var bunda ama en büyük sebep “Boynuzun kulağıgeçmesi”. Öğretmen eskiden bilgi veren kişiydi, herkes ondan bilgi isterdi. Ama şimdi devir nankörlük devri. İnsanlar kendilerine öğretmenlerinin kazandırdığı düşünme yetisiyle konuşmaya başlıyor ve “Öğretmenler yatarak para kazanıyor, 3 ay tatil yapıyor” diyebiliyor. İşin daha da kötüsü ve hatta belki de trajikomik tarafı bunu sıradan bir vatandaş değil Milli Eğitim’in başına getirilen bakan da söylüyor. Eskisi öğretmenin aldığı maaştan habersiz doğudaki öğretmen fazla maaş alıyor diyor yeni gelen tatil süresinden habersiz öğretmenler 3 aytatil yapıyor diyor.
Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
Atatürk’ün bu sözü öğretmenlerin bir toplum için değerini ortaya koyuyor ancak; bugün yeni neslin öğretmenlere olan düşmanlığını görünce bir de özeleştiri yapmak lazım. Sonuçta bu nesli yetiştirenler de öğretmenler. Tıpkı öğretmenleri yetiştirenlerin bugün onları beğenmeyen baştakiler olması gibi. Maalesef birçok öğretmen de mesleği gereğince icra etmiyor. Fakat öğretmenler yatarak para kazanıyor diyenlerin de yatarak para kazananlar olması insanı fazlasıyla şaşırtıyor.Sonuç olarak öğretmenler de,onları yetiştirenler de onların yetiştirdikleri de hatalı bu durumda. Lafın özü öğretmen kendini geliştirmeli, teknolojiyi, çağın gereklerini takip etmeli. Kimsenin zaten çalışmaktan, eğitim almaktan kaçtığı yok. Ama öğretmen olanın zoruna giden;Atatürk’ün yukarıdaki sözünde milleti kurtaranlar dediği öğretmenlerin bugün milletin sırtındaki kambur olarak görülmesi.
"Okullarda öğretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, ülke çocuğunun, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve her halde zenginlik sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan toplumunun en öz verili ve saygı değer unsurlarıdır."
optALİdon
HAYVAN>İNSAN
İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum demiş Goethe. Ne kadar da doğru söylemiş. Doğruluğundan şüphem yoktu zaten bu sözün ama bazen tekrar tekrar hak veresi geliyor insanın. 3,5 kuruş için yalan dolana karışan insanlar, ben ben ben diyerek dünyada bir tek kendisinin olduğunu düşünenler, bir suratına tükürsen öbürü kuru kaldı diye sevinenler, arkasından defalarca konuştuğu insanın yüzüne gülen politikacı varlıklar, kiminle arkadaşsa tasmasını onun eline veren karaktersizler… Çıkın sokağa. İlk gördüğünüz hayvana bakın. Ne olduğu hiç fark etmez; kedi, köpek, kuş, at, fare,inek… Hepsi sizden on kat daha insan. Aslında ne çok haksızlık ediyoruz onlara, insanları tarif ederken adlarını kullanarak. Kurnazlara tilki gibi; kendi fikri, kişiliği olmayanlara koyun gibi; nankörlere kedi gibi; beyinsizlere, aklı kıtlara kuş beyinli; sinsilere yılan gibi diyerek ne çok hakaret ediyoruz onlara. Biz insanız ya, üstünüz onlardan. Tüm günahlarımızı hatalarımızı eksiklerimizi yüklemişiz onlara. Günah keçisi etmişiz onları. Hay dilimi eşek arısı soksun yine bir hayvanı alet ettim insan tasvirine. Hayvanlar özür dilerim kendi adıma. Çok yanlış tanıttık sizleri, kendimizi insan olarak tanıttığımız gibi…
optALİdon
optALİdon
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)